1. Kalıplaşmış söz Öbekleridir. Cümle hâlinde olanları da vardır.
a. Kalıplaşmış söz öbekleri biçiminde olanlar:
Dört elle sarılmak, göz kulak olmak, çorbada tuzu bulunmak, tere yağından kıl çeker gibi, gün görmüş, dört gözle beklemek..
b. Cümle durumunda olanlar:
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Ana usta yufka yapar, çocuk usta çift çift kapar.
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle. (anla)
Senin aradığın kantar, Bursa’da kestane tartar.
2. Kalıplaşmış sözler olduğundan sözcüklerinin yerleri değiştirilemez, onların yerine ” eş anlamlı sözcükler” konulamaz.
bir tasla iki kuş vurmak (bir eylemle iki sonuç elde etmek)
eşeğini sağlam kazığa bağlamak (işini güven altına almak)
gözü gibi sakınmak (Bir zarar gelmesin diye özenle korumak)
iğneli söz (dokunaklı söz)
kafa yormak (bir şey üzerinde çok düşünmek)
bin pişman olmak, Hem suçlu hem güçlü, Çoğu gitti azı kaldı, yükte hafif pahada ağır
4. Mastarla biten deyimlercümlede çekimli duruma gelebilir:
burnundan (fitil fitil) gelmek => Burnundan (fitil fitil) geldi.
kendi kendine söz vermek=> Kendi kendime söz verdim.
kokusunu almak=> Kokusunu almış.